Hayattan Bıkmış Sözler – Umutsuzluğun Dilinden Düşmüş İfadeler
Hayat, arada bir sıkıcı bir dizi gibi geliyor.
Her sabah yeni bir umut, akşam olunca tekrar hayal kırıklığı.
Gözlerimdeki parıltı, kaybolan hayallerin hatırası.
Yaşam bir tempolu şarkı ama ben hep yanlış notalarda dans ediyorum.
Hayatta en büyük risk, hiçbir şey yapmamaktır.
Rüya görmekten bıktım, artık rüyaların peşinden koşmak istiyorum.
Her gün aynı yudum, her gün aynı kahve.
Hayat bir bulmaca, ama ben kaybettim tüm parçalarını.
Beklemekten yoruldum, artık harekete geçme zamanım geldi.
Hiçbir şey, sıfırdan başlamak kadar tedirgin etmiyor.
Günler geçiyor, ben sadece izliyorum.
Zaman, asla geri dönmeyecek bir nehir gibi akıyor.
Hayatın monotonluğunda kaybolmuş hissetmek.
Her gün bir öncekinden daha soğuk, daha yalnız.
Düşlerim bir kenarda, gerçekler zincir gibi boynumda.
Hayat bazen bir labirent, çıkışı bulmak imkansız.
Kaç kere yeniden başladım ama hep aynı yere döndüm.
Zamanla dost olmak, bıkkınlığa alışmak gibi.
Hayat bir tiyatro; ama benim rolüm hiç değişmiyor.
Kendi hikayemin kahramanı olmayı unuttum.
Hayat, bazen bir roman; ama sayfaları yırtık.
Düşünmekten bıktım, artık yaşamak istiyorum.
Hayat, bir yudum su gibi; bazen kaynar, bazen buz gibi.
Gözlerimdeki yorgunluk, hayata dair yorgunluk.
Gerçekler bazen sarmal gibi sarar bizi.
Hayattan Bıkmış Sözler – Umutsuzluğun Dilinden Düşmüş İfadeler part 2
Umutsuzluk, hayatın görünmeyen gölgesi.
İnsanlar geçici, hayaller kalıcı; ama ben her ikisinden de bıktım.
Konuşmak yerine dinlemeyi tercih ettiğimde, sessizlik ağır geliyor.
Aşk bile bir zamanlar parlayan bir yıldız, şimdi kayboldu.
Yalnızlık bazen kalabalıkların içinde bile hissedilir.
Hayat beni yavaş yavaş tüketiyor.
Her köşe başında bir hatıra, her hatırada bir hüzün.
Düşmekten yoruldum, belki de hiç kalkmamayı seçmeliyim.
Beklemek, zamanın en acımasız oyunudur.
Yıllar geçtikçe, hayal kırıklıklarım çoğaldı.
Tekrar denemek, artık korkutucu bir alışkanlık.
Söylentiler, hayatın tuzağı; içine çekilmeden kaçmak zor.
Tutkulu bir aşktan, sıradan bir arkadaşlığa; bıkkınlık kaçınılmaz.
Her yeni sabah, aynı karanlıkla başlıyor.
Kalbim burkulduğunda, ne yazık ki ruhumda hiç ses yok.
Kaybetmek, kazanmanın önündeki en büyük engel.
Ritim eksik; hayatın melodisi bozuluyor.
Her gün yeni bir kısır döngüde kaybolmak.
Anılar, hayatta en ağır yükü taşır.
Hayat, bazen bir fotoğraf karesi; anlık, ama kalıcı bir iz bırakır.